Yeni nesil mobil haberleşme sistemleri BTK’de görücüye çıktı..

Dünyanın önde gelen uydu operatörlerinden Inmarsat’ın mobil haberleşme sistemleri, Türksat AŞ iş birliğiyle bugün Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumunda (BTK) düzenlenen “Satcom Club Türkiye” etkinliğinde anlatıldı.

“Satcom Club Türkiye” programında Inmarsat uzmanları tarafından Isatphone2, BGAN terminalleri, Inmarsat L-TAC, Global Xpress (GX) uydu haberleşme çözümleri, helikopter ve insansız hava araçlarına uygun haberleşme sistemleri ayrıntılı olarak ele alındı.

Inmarsat ve Türksat AŞ iş birliğinde BTK’da yapılan etkinliğe, TUYAD Yönetim Kurulu Başkanımız Hayrettin ÖZAYDIN’nın ve üst düzey konuşmacıların yanı sıra yerli ve yabancı birçok sektör temsilcisinin katılımı ile gerçekleşti.

Dijital Türkiye Platformu (DTP), Avrupa’nın dijital dönüşüm yaklaşımını ve PwC Türkiye ile birlikte hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporunu; iş dünyası, üniversiteler, STK’lar ve kamu kuruluşları ile paylaştı. İstanbul’da düzenlenen toplantıya Dijital Türkiye Platformu’nun üyesi olduğu Digital Europe’un Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl da konuşmacı olarak katıldı.

Sürekli bir gelişim içinde olan “dijital dönüşüm”; yeni iş alanları, yeni iş yapma biçimleri, değişen hayat tarzları, eğitim yöntemleri, güvenlik sorunları gibi birçok bilinmezi de gündeme taşıyor. Tüm kurum ve süreçleri önemli oranda değiştirecek bu dönüşümün, ekonomiler için olduğu kadar toplum için de muazzam fırsatlar ortaya çıkarması bekleniyor.

TBV, TÜBİSAD ve TESİD işbirliğiyle 2011 yılında kurulan Dijital Türkiye Platformu (DTP), Türkiye ekonomisinin büyümesinde stratejik öneme sahip bilgi teknolojileri, iletişim ve elektronik sektörlerinin güçlü ortak sesini temsil etmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Sektörün sorunlarının çözümüne ve sağlıklı gelişmesine katkı sunmayı amaçlayan DTP, Türkiye’nin vatandaşı, devleti ve iş dünyasını kapsayan bütüncül bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayacak politika önerileri oluşturuyor. Aynı zamanda, Avrupa dijital teknoloji endüstrisinin temsilcisi Digital Europe’un da üyesi olarak, Avrupa Birliği Dijital Gündemini de yakından takip eden DTP, hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporu ile dijital dönüşümün en önemli unsurları olan “vatandaş”, “devlet” ve “iş dünyası”nın ortak paydası olan “bağlanabilirlik”, “siber güvenlik” ve “yapay zeka” konularının önemine dikkat çekiyor.

Yapay zeka endüstrileri büyük ölçüde değiştirecek

Türkiye’nin, dünya lideri şirketler ve yenilikçi şirketler tarafından önemli bir Avrupa ülkesi olarak tanındığını belirten Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl, “Politika uzmanlığını paylaşmak ve hükümet ile AB arasında bir köprü olmak gayesiyle Türkiye’deki üyelerimizle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Bu şekilde, yenilikçilik ve ticaretin güçlü gelişeceğine inanıyoruz. Teknoloji, özellikle son yıllarda çok önem kazanan yapay zekâ gibi yeni alanlar, tüm işletmeleri ve endüstrileri büyük ölçüde değiştirecek. Tüm potansiyel ve fırsatların üretim, eğitim ve sağlık hizmetlerini iyileştirmek için yeni işlere, yeteneklere ve çözümlere dönüştürülmesini sağlamak için hükümetler ve endüstrilerle birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Dijitalleşme sayısız fayda ve fırsat getirecek

Avrupa Parlemento ve Komisyonlarına dijital stratejiler ve politikalar konusunda lobi faaliyetlerini etkin olarak sürdüren Digital Europe’u Türkiye’de ağırlamaktan ve çalışmalarını dinlemekten memnuniyet duyduklarını belirten DTP ve TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı ise, “Ekonomik büyümenin güvenli, sağlıklı ve katma değeri daha yüksek işler ile sağlanabileceğine ve daha güçlü bir Türkiye için, dijitalleşmenin, ülke vatandaşlarına ve endüstrilerine sayısız fayda ve fırsat getireceğine inanıyoruz. Dijital Türkiye Platformu’nun ‘Dijitalleşme Yolunda Türkiye’ çalışması ile Türkiye’nin refah seviyesinin yükselişinde, dijital dönüşüm fırsatını, adanmış ve seri bir planlama ile değerlendirmesinin önemine dikkat çekmek istedik” diye konuştu.

Türkiye’yi 2023 ve ötesine taşıyacak en önemli unsur yerli imkanlarla dijitalleşme olacak

“Dijital Dönüşüm, beraberinde Nesnelerin İnterneti, yapay zeka, veriye dayalı ekonomi gibi teknolojik açıdan ezber bozan gelişme ve potansiyelle birlikte geliyor.” diyen TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay ise sözlerini söyle sürdürdü: “Türkiye’yi 2023 ve ötesine taşıyacak en önemli unsur yerli imkanlarımızla dijitalleşme olacak. Bu alanda başarının yolu toplumun her kesiminin dijital dönüşümünün parçası olmasından yani dijital becerisi yüksek birey ve kurumlardan geçiyor. Söz konusu süreçte genişbant altyapımızı ne kadar çabuk güçlendirirsek, ülkemizin dünya liginde üst sıralara yerleşmesi de o kadar hızlı olacak. Diğer taraftan sadece Avrupa’da yılda ortalama 265 milyar €’ya mal olan siber suçlar ile başa çıkabilmek için ‘Siber Güvenlik’ odaklanılması gereken konuların başında geliyor. Türkiye’nin dünyadaki dijitalleşme sürecindeki konumunu ve gelecek için yol haritasını göstermesi açısından önemli bir kaynak niteliği taşıyan ‘Dijitalleşme Yolunda Türkiye Raporu’nun ülkemizde topyekûn yapılması gereken dijitalleşme çalışmalarına önemli bir rehber olacağına inanıyoruz.”

Toplumun her kesimini içine alan dijital yetkinlikler planı oluşturulmalı

“Dijital ekonominin üç ana yapı taşı dijital veri, yapay zeka, otonom robotlar, büyük veri, artırılmış ve sanal gerçeklik, nesnelerin interneti gibi dijital teknolojiler ve dijital altyapıdır” diyen TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca ise şöyle konuştu:

“Dijital veri birçok geleneksel sektörde yeni iş modelinin temeli oldu ve yeni sektörlere yol açtı, veri ekonomisi oluşmaya başladı. Türkiye olarak biz bu sürecin gerisinde kalamayız, bu bilincin hem kamuda hem de özel sektörde güçlenerek hızlı adımlarla hayata geçirilmesi önem taşıyor. Türkiye’nin “Dijital Ekonomiye Dönüşüm Stratejisi”ni oluşturmamız ve dijitalleşmeyi hızlandıracak ekonomik değerleri ile adresleyerek yol haritalarını belirlememiz gerekiyor. Tüm dünya dijital ekonomi dönüşümüne giderken, Türkiye’nin rekabetçi kalmasına ve yüksek teknoloji ihraç eden bir ülke olmasına katkıda bulunacak hamleler yapmak kritik önem taşıyor. Bunun için ise: toplumun her kesimini içine alan dijital yetkinlikler planı oluşturulmalı, yapay zekanın ve veri ekonomisinin potansiyeli ortaya çıkarılmalı, e-Hizmetler teşvik edilmeli ve kolaylaştırılmalı, bağlantılar hızlanmalı, altyapılar ve siber güvenlik güçlendirilmeli.”

ÖZAYDIN “TUVALETCİYE VERİLEN DESTEK TV’LERE VERİLMİYOR”

TUYAD Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Özaydın, Türkiye genelinde son 13 ayda 183 televizyon ve radyo kanalının kapandığını açıkladı.

Türkiye genelinde bulunan 1100 radyo kanalı ile 650 televizyon kanalı içinde kapananların çoğunluğunu bölgesel yayın yapan televizyon kanalları olduğunu açıklayan, Özaydın ‘Devletin televizyon kanalları ile radyolara da hibe kredi ve teşvik vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’de tuvalet açanlara 1,5 milyon lira devletin teşvik verdiğini belirten, TUYAD Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Özaydın, ‘ Devletimiz bu sessiz çığlığın yanında yer almalıdır. O nedenle öncelikle yayıncılardan lisans ücreti almamalıdır’ dedi.

Türkiye’de her gün televizyon ve radyoların kapanmasının önemli olduğuna dikkat çeken Özaydın, ‘onlarca televizyon kanalları, radyolar ile gazeteler kapanıyor, aynı meslek grupları bu duruma sessiz kalıyorlar. Beni en çok üzen de bu durum’dedi.

RADYO VE TELEVİZYONLAR NEDEN KAPANIYOR?

TUYAD Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Özaydın, ‘ RTÜK – Radyo ve Televizyon Üst Kurulu var. Bu kurulun hiç bir gelire ihtiyacı olmamasına rağmen, bölgesel kanallardan dahi 260 bin TL lisans ücreti alıyor. Bu bölgesel kanalların hiç bir geliri yok, reklam gelirleri yok denecek kadar az. Yerel kanallar ile ulusal kanal, RTÜK’e aynı lisans bedelini ödüyor. Derme çatma bir kanalla ulusal’a yayın yapan bir kanalın lisans ücreti bire bir aynı. Harcanan emek ve televizon kanallarının ödedikleri telifler aynı değil. Dolayısıyla yerel ve ulusal kanallar arasında da bir lisans ücreti uygulanacaksa mutlaka farklılık olmalıdır.

Türkiye’de reklam kaynaklarını yöneten İsrail menşeli firmalar. Bunlar da kendi himayelerinde olan ürünlerin reklamlarını yapıyorlar. Bunlar kimi yaşatmak isterlerse o televizyon kanallarını destekliyorlar.

TUYAD Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Özaydın
Duyduğumuz kadarıyla Kral tv yayınına son veriyor. Bir çok dizi yayından kaldırıldı. Hükümete yakın olan televizyon kanalları dahi ayakta kalmanın mücadelesini veriyor. Türkiye’de yaşanan bu durumdan dolayıda Televizyon kanalları bir bir kapanıyor.

2019 yılında tahminen 150 televizyon kanalının da yayın hayatına son vereceği gerçeği ile karşı karşıyacağız. Televizyon ve radyoların yanı sıra bazı yayın platformları da kapanıyor.

2017 yılında 5,5 milyon pay tv’nin abonesi varken, 2019 yılında Ocak ayında bu sayı 3 milyon adete düştü. Diğer taraftan, Türkiye’de ofisi olmayan Netflix gibi platformlar, ABD’den geliyor, Türkiye’den 5 milyona yakın insana hizmet veriyor. Bu tür platformlar Türkiye’de vergi ödemedikleri için haksız rekabet oluşturmaktadır.

TELEVİZYON VE RADYOLAR KAPANMASIN DİYE NE YAPILMALI?

1 – Türkiye’deki televizyonları korumak için öncelikle yayıncı lisansı ücretinin ortadan kalkması lazım. Avrupa’da yayın yapan televizyon kanallarının lisans ücreti yok denecek kadar az tutarlarda.

2 – Uluslararası platformların Netflix gibi, yayın içerikleri içinde, Türkiye’deki gibi yayın içerikleri  içinde ürün reklamı kullanılması, sigaranın gizlenmesi, içkinin buzlanması ve sansürlenme gibi unsarların olmamasından dolayı, Netflix gibi platformların, Türk yerli platformlarına karşı rekabet gücü daha yüksek. Bu nedenle eşit şartlarda rekabet etmek için, bu tür sansürlemelere Türkiye’den yayın yapanların da maruz kalmaması gerekiyor.

3 – Reklam veren kurum ile ilgili, reklam alan televizyon kurumu yada radyonun hangi ücret kriterlerine göre reklam aldığını, belirlenmiş ve şeffaf olarak uygulanan bir standart olmadığından maalesef haksız rekabet söz konusu. Bu durum reklam gelirlerinin kontrolsüzce düşmesine neden olmaktadır. Reklam denetleme kurumu daha adil ve şeffaf bir düzenleme geliştirebilir.

4 – Radyo ve televizyon kanallarının bu ülkede istihdam ettiği, sigortalı olarak çalıştırdığı binlerce insan bu haksız rekabet ve düzenlemelerden dolayı azalan gelirler ve daralan bütçelerden dolayı şu anda işsiz. Bu işsizliğin artmaması için devletin nitelikli çalışanar için fon geliştirebilir.

5 – TRT kurumunda on bine yakın çalışan var. Ulusal yayın yapan bir tv’de, yayın yapan kişi sayısı, 500- 600 kişi. TRT kurumunun tüm hizmetlerini devlet destekliyor, ayakta durabiliyor. Diğer kanalların ise devlet tarafından desteklenmediğinde ayakta durması zor. Dolayısıyla devletin diğer kanallara da destek vermesi gerekmektedir.

DEVLET BURADA NE YAPMALI ?

Uyduda yayın yapan tüm televizyon kanallarının farklı mecralara yayılma imkanı tüm dünyada desteklenmektedir. Gelişmişlik göstergesi olan internet televizyonculuğunun Türkiye’de desteklenmesi gerekmektedir.

Türkiye’de bazı yayın kanalları internet üzerinden yayın yapmaya başlamış fakat uydu yayınları desteklenmediği için kanallarını kapatmak zorunda kalmışlardır. Kapanan televizyonlar ile radyoların sesini kendi meslektaşları dahi duymamaktadır.

Türksat uydularında SD yayın yapan televizyonlar, ayda 20 bin dolar kira ödemek zorunda kalıyor. Doların yükselmesiyle bu ücretler ödenemez hale gelmiştir. Kanallar alternatif olarak bulabildikleri farklı uydulara 2 bin 500 dolar kira ile yayınlarını bu uydulara taşıyorlar. Ülkemizde kullanılan çanak antenlerin sadece %20’si bu uydulara dönük olduğu için bu uydulara erişim sınırlıdır. Televizyon ve radyo kanallarımızın izlenebilme oranlarının yükselebilmesi için, Türksat uydularında yayın yapmaları gerekmektedir.
Türksat’ın yayın yaptığı İngiltere’den Çin’e kadar tüm ülkelerde, bizim televizyonlarımıza, radyolarımıza izlenme ve dinlenme desteği vermesi lazım.

Şuanda en masrafsız olanı, internet televizyonculuğu, Türkiye’nin Coğrafi durumu dağlık olduğundan dolayı her yerde fiber internet yok. Fiber internet olmadığı için mecburen uydu yayıncılığı tercih ediliyor. Uydu tercih edildiği zamanda televizyonların üzerindeki yük bellerini büküyor.

RADYO VE TELEVİZYONLAR KENDİLERİ
İLE İLGİLİ YAYIN YAPMIYOR

Türkiye’de televizyon kanalları ile radyolar patır patır kapanıyor. Hiç bir televizyon ve radyo’da kendilerileri ile ilgili haber yok. Spikerler, haber sunanlar, teknik bölümler, çalışanlar işsiz, bunlara teknik cihaz satan firmalar kapanıyor.

Televizyonlar bir ülkenin aynası ve medeniyet göstergesidir.  Bir ülkede ne kadar televizyon varsa o kadar medeniyet vardır. Bakın televizyonlarda önceden bu kadar çok reklam yoktu. Bugün ise reklam çok. Çünkü ucuza yayınlıyorlar. Reklam verenler, televizyoncuyu gazeteciyi köşeye sıkıştırmış. İstediği gibi fiyatlandırıyor. Rekabet kurumunun, reklam kurumunun bu işe müdahale etmesi gerekmektedir..

Televizyonlara bakıyorsun yarım saat reklam, eskiden 10 dakika reklam veriyorlardı. Kazanıyorlardı. Bugün ise daha fazla reklam yayınlıyorlar. Daha az kazanıyorlar.

DEVLET ACİLEN TEŞVİK VERMELİ

Buda reklam almak isteyen televizyon kurumu ise inanılmaz derecede sıkıntıya düşmüş durumda, televizyonlar uydulardan iniyorlar. Televizyonlar kapanıyorlar. Sadece ulusal televizyonlar değil yerel ve bölgesel kanallar da kapanıyor. Bunların ayakta durması için devletin bunlara çeşitli teşvikler vermesi lazım. Hibeler vermesi lazım.

BASININ DURUMU İÇLER ACISI

Bir fabrikaya devlet diyor ki; 2018 yılı için sana, 500 milyon hibe vereceğim. 1 milyon lira 6 yıl ödemesiz, 6 yıl sonra faizsiz geri ödeyeceksin diyor. Hiç bir televizyon kurumuna ve radyoya böyle bir teşviği yok.
Basının hali içler acısı, ne iktidar, nede muhalif partiler dile getirmiyor. Hiç kimse ağzına almıyor. Bu televizyonların, radyoların, gazetelerin hali vakti ne olacak diye hiç kimse konuşmuyor. Televizyon ve gazeteler kendilerine sahip çıkmıyorlar.

BU KONU TUYAD DERNEĞİ’Nİ NEDEN İLGİLENDİRİYOR ?

TUYAD Telekomünikasyon Uydu ve Yayıncılık Derneğidir. Televizyonun içeriği olmazsa ben televizyon satamam.  Diğer araç ve gereçlerini satamam. Dolayısı ile içerik zenginliği bizi ilgilendiriyor. İçerik zenginliği olmadığından dolayı insanlar televizyon izlemiyorlar, başka yerlere kaçıyorlar. Televizyon mecrasının güçlenmesi lazım. Neden güçlenmesi lazım. En önemli unsur şu, yeri markalarımızın ve ürünlerimizin bilinirliği, Türkiye’de en çok tercih edilen iletişim aracı olan televizyonla son kullanıcıya reklam ile ulaşabilmektedir.

DEVLET TELEVİZYON VE RADYOLARA DA HİBE VERMELİ

Bu tüm ürünler için geçerli, markalarımızı televizyon ve radyo yayınlarıyla duyuracağız. Televizyonlar kapanırsa, radyolar kapanırsa insanlar nereden bilecekler. O nedenle televizyon bir ülkenin en önemli mihenk taşıdır.

TUVALETCİYE VERİLEN DESTEK TELEVİZYONLARA VERİLMİYOR

Bu ülkede, tuvalet açana dahi hibe veriliyor. Beyazıt’ta, Nuriosmaniye’de tuvalet açana 1,5 milyon lira hibe veriliyor.

Sizin, Türkiyehavadis diye gazeteniz var. Siz, Türkiyehavadis’e tuvalete verilen hibe desteği alamadıktan sonra nasıl ayakta duracaksınız. Bu ülke böyle bir yere gitmez. Siz insanların okumasını sağlıyorsunuz. Bak gazetenizi bastınız getirdiniz. İnsanlar gazeteye dokunacak, eline alıp sayfalarını çevirecek.

Soruyorum size, bir televizyon kurumu yada radyolar kendi içlerinde kapananlarla ilgili yayınlar yapıyorlar mı? Mecidiyeköyde 60 kişinin çalıştığı televizyon kanalı birgünde kapandı. Yazık günah gerçekten.

Televizyonlar kapanıyor. Radyolar kapanıyor. Bu kanayan bir yara, devletin televizyon kurumunun vereceği lisans ücretine ihtiyacı var mı? Devletin vergiye ihtiyacı var. Zaten biz vergiyi televizyon satışlarında da veriyoruz.

DEVLETE VERGİYİ ZATEN ÖDÜYORUZ

Her televizyonun satışında %16 KDV Ödüyoruz. %6.7 ÖTV Veriyoruz. Yüzde on TRT Bandrol ücreti veriyoruz. Her televizyon satışında 60 TL Geri dönüşüm ücreti ödüyoruz. Her tarafımız zaten vergi, bu vergileri alan devlet, televizyon izlemek için televizyonu satın kişi bu kadar vergi ödüyor.

İÇERİK ÜRETEN KANALLARDAN VERGİ VE LİSANS ÜCRETİ ALINMASIN

İçerik üreten televizyon kurumunundan lisans ücreti almasını bırakın vergi dahi almaması lazım. Herhangi bir iş yeri açan kişiye teşvik veriyorsun. Hangi televizyon kuruluşuna bugüne kadar destek verildi mi ?
Destek sıfır, Ödediğin elektrik faturanda TRT katkı payı var. Devlet olarak bu kadar katkıyı alıyorsun. Televizyon kanallarının ayakta durması için televizyonlara birşey vermiyorsun. Televizyonlara desteği verdiğinde, Türk  markalarının reklamı yayınlanır.Şu anda televizyonlara baktığınızda hep yabancı markalar ağırlıkta.

O nedenle bu konuda devletin teşvik vermesi gerekiyor. Ticaret Bakanlığı’nın bu konuda destek vermesi gerekiyor. Bu sağlanırsa yerli markaların reklamı yayınlanır. Televizyonlarda kazanır ve kapanmaz.

Televizyon kanallarının Türksat üzerinden kullandıkları kapasite ücretleri için ilgili Bakanlık’tan teşvik almaları gerekmektedir.Şayet bu sağlanırsa, Türkiye’de televizyon kanallarının sayısı azalmaz. Geçenlerde Filbox platformu kapandı. Yüzbin adete yakın abonesi vardı. Kimse bunları duymuyor maalesef. Hiç bir televizyon kanalıda demiyor ki; ‘diğer televizyon kanalı kapandı’ Sarı Öküz hikayesinde olduğu gibi, sıra onlara da gelecek haberleri yok.

TUYAD olarak, kanayan bir yarayı ele almaktan öte bu alanda kralın çıplak olduğunu herkes bilsin istiyoruz. Televizyonların ve radyoların artık kapanmasını istemiyoruz. Hergün televizyon kanalları, radyolar ve gazeteler kapanıyor. Devletin desteklediği kanalların bile tehlikede olduğu bir dönem yaşıyoruz.

İNSANLARIN TELEVİZYON İZLEME HAKKI

Türkiye’de ilk defa dizilerin 4 hafta yayınlanmadığını gördüm. Seçim arafesinde olduğumuz için anlaşmalar yapıldı. Yeniden yayınlamaya başladılar. Devlet bu konuda bir adım atmazsa, önümüzdeki günlerde, izlediğimiz dizi yada filmler şifrelenecek ve tüm bu zengin içerikleri para ödeyerek izlemeye başlayacağız. Bunun dışında sadece haber ile kalitesiz filmler izleyebileceğiz.

Bu konuda tüm görsel ve yazılı basını; şeffaf reklamcılık, ödenebilir ve farklılılaşmış lisans ücretleri, gereksiz sansürlemenin olmadığı ve sanayici gibi hibe ve kredilerle desteklenen özgür bir televizyon ve radyo yayıncılığını desteklemeye davet ediyoruz.

 

Meltem Medya Grubu TUYAD Free IPTV Platformunda Yerini Alacak…

Mustafa Uğurlu başkanlığında Meltem Medya Grubundan ziyarete gelen teknik heyet ile TUYAD başkanı Hayrettin ÖZYADIN, Free IPTV komitesi başkanı Ali KIZIL ve TUYAD Danışmanı Selda Tekin arasında istişare toplantısı gerçekleştirildi. Televizyon, gazete, dergi ve radyo yayıncılığında görev yapan ve bünyesinde eğlence, kültür, sağlık, belgesel ve yerel kanalları bulunan Meltem Medya Grubu; Mesaj TV, Meltem TV, Kadırga TV, Köy TV, Sıhhat TV ve Av TV kanalları ile Free IPTV Platformunda yer alacak.

Halen yerli üretim ile yılda on milyon civarında TV ve Set üstü alıcı imal ve ihraç edilmektedir. Bu cihazların hepsine FREE IP TV yazılım ile eklenerek, satın alan kişilerin bu yayınlara ulaşması sağlanacaktır. Birkaç yıl içinde sürece on milyonlarca izleme noktasına ulaşılacaktır. FREE IPTV sektöre yeni bir pazar kapısı açacaktır. FREE IPTV halen ülkemizde yayın yapan TV kanallarının tüm dünyada IPTV üzerinden izlenmesine olanak sağlayacaktır. Ülkemiz set üstü kutu imalatında Avrupa lideri ve dünyada Çin’den sonra ikinci sırada gelmektedir.

Günümüzde kullanıcılar TV izleme alışkanlığında kablo ve anten gerektirmeyen, mobil bağlantılar ile izleme seçeneklerini tercih etmektedir. Buna göre İnternet televizyonculuğu tüm izleme seçeneklerinin önüne geçmektedir. Kumandaya eklenecek tek bir tuş ile FREE IPTV’ye ve platformda yer alan kanallara erişmek mümkün olacaktır.

BİLİŞİM MEDYASI DERNEĞİ (BMD) Yönetim Kurulu Başkanı Musa SAVAŞ,  TUYAD Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin ÖZAYDIN’ı ziyaret etti.

Yeni dernek merkezi için hayırlı olsun dileklerini ileten SAVAŞ, TUYAD Başkanı ÖZAYDIN ile sektördeki gelişmeler, ekonomik durumu ve sektör içi tanıtım faaliyetleri hakkında görüştü.

2019 yılında yapılması beklenilen TUYAD FREE IPTV Projesi ve TUYAD’ın diğer projeleri  hakkında görüşmeler yapıldı.

Musa SAVAŞ ‘ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade eden ÖZAYDIN, Musa SAVAŞA‘a günün anısına binaen Türk Bayrağı figürlü cam masa ağırlığı hediye etti.

TUYAD Yönetim Kurulu Başkanımız Hayrettin ÖZAYDIN’nın da açılışına katıldığı, Turizm ve gıda sektörünün Türkiye’deki en büyük buluşması ANFAŞ Hotel Equipment – 30.Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile ANFAŞ Food Product – 26.Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı kapılarını Antalya da açtı. 4 gün boyunca 435 katılımcının 3 bin 500’ün üzerinde markasını sergileyeceği organizasyon, 19 Ocak’a kadar yurt içinde 7 bölgeden, yurt dışında 36 ülkeden 50 binin üzerinde profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacak. Fuarda yer alan Ada Elektronik’in standını TUYAD Başkanı Hayrettin Özaydın ziyaret etti.  Müjdat Uçak Yönetim ve Eğitim Danışmanı, Ada Elektronik Volkan Kunburcu,  Next&Nextstar Zayıf Akım ve Proje Yöneticisi Serkan Özen, D-Smart Antalya Kurumsal Satış Yöneticisi Gülşah Camuzcu, D-Smart Kurumsal Satış Müdürü Yakup Yüce ile stand alanında sektör ile ilgili görüşmeler yapıldı.

    

TUYAD Yönetim Kurulu Başkanımız Hayrettin ÖZAYDIN, Hazine ve Maliye Bakanı Berat ALBAYRAK’ın katılımı ile gerçekleşen ve  Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) düzenlenen ‘Adım Adım Ekonomi’ toplantısına katıldı. Toplantı öncesi Bakan ALBAYRAK ile ÖZAYDIN sektörümüzün sorunlarını paylaştı ve desteklerini beklediğimizi belirten bir görüşme gerçekleştirdi.

Programın açılış konuşmasını yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Atılgan, Türkiye ekonomisinin çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Antalya ekonomisinin lokomotif sektörünün turizm olduğunu ifade eden Atılgan, “2016 yılı bizler zor bir yıl oldu. 2017 ise yavaşta olsa toparlanma yılı oldu. 13 milyon turistle tarihinin en yüksek rakamına ulaştık. KDV tahsilatı yüzde 80 oranında arttı. Antalya ekonomisi 2018’de çok iyi bir performans sergiledi” dedi.