İş, eğlence, alışveriş, öğrenim, ibadet, konuşma, canlı görüşme, canlı TV, sinema, tiyatro ve daha birçok konu sadece bir tık ile karşımızda. En kötüsü de buna hızla ayak uydurmamız. Ekranlar zamanımızın kontrolünü eline aldı.
Sosyal bağlantı kurmak ve hayatımıza birini dâhil etmek için bile sadece ekrana sahip olmamız yeterli durumda. Sosyal olabilmemizin net nedeni ekranlar ve hayatımızı her geçen gün kolaylaştırırken bir yandan da psikolojimizi berbat ediyor.
Bu kadar hızlı olabileceğine ihtimal vermezdik. Ancak özellikle, COVID-19 sonrası oluşan zorunluluklar ekran başında geçirdiğimiz zamanı daha da fazlalaştırdı. Televizyon izlemek, iş ve arkadaşlarla vakit geçirmek için Zoom toplantıları yapmak ve herhangi bir konuda bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda sadece sesiz kalıp ekrana yöneldik. Bu durum insanı insandan uzak kalma alışkanlığı ile baş başa bıraktı. Hatta ekran olmadığında en çok üç dakika dayanabilme sorunumuz da baş gösterdi. Artık ekran bağımlısıyız.
Maalesef en başta çocuklar olmak üzere herkes ekranlarına takılı kaldı. İş, okul ve başkalarıyla bağlantı kurma ihtiyacı buna sebep oldu. Özellikle pandemi döneminde ülkemizde kişi başı ekran süresini ortalama 4 saatten 6 buçuk saate çıktı.
Yetişkinler ve çocuklar, film izleme ve video oyunları oynamak gibi belirli ekran tutkunluğu dışında hiçbir işi yoksa bile sadece “neler oluyor acaba” mantığı ile yine ekrana bakmaya devam etti.
Özellikle pandemi dönemlerinde hepimizin ruh sağlığımızı korumak için, yalnızlığımızı en aza indirmemiz gerekmektedir. Ekran bağımlığından kurtulmak ve ilerideki yaşantımızı buradan alabilmek için iletişimimizi ekran yerine eskiden olduğu gibi yüz yüze veya en kötü telefon görüşmesi ile devam ettirmeliyiz. Hatta elimize kalem alıp iletişim için duygularımızı kâğıda dökmeye bile ihtiyacımız var.
Sadece duygu ve psikoloji için değil, aynı zamanda insani doğamız gereği konuşmayı sürdürmeli ve ekranlardan olabildiğince uzak kalmalıyız. Alışkanlık haline gelen ekran bağımlılığı ileriki dönemlerde daha hangi mecraları içine alacak belli değil. Geleceğimizi ekran içinde kurtaralım.
Bu, herkesin ekran dışında başka ne ile vakit geçirebilirim sorusuna vereceği cevap ile doğru yön bulacaktır. Bir şey yapmak isteyebileceğiz veya öğrenmeye ilgi duyabileceğiz ne varsa bunlara dair fikirler sunmak ve paylaşmak anlamına da gelebilir.
Akıllı televizyonlar ve akıllı telefonlara bir ara vermek ya da ara vermeyi denemek gereklidir. Bu, sosyal medyanın sizin ve çocuklarınızın boş zamanlarınızı nasıl çaldığını ve neleri kaçırdığınızı en iyi gösterecektir.
Eskiden dergilerde robotların dünyayı istilası serüvenlerini okur ve mümkün olamayacağını düşünerek sadece anlık zaman geçirirdik. Şimdi hem robot teknolojisi insanın aklının alamayacağı noktalarda hizmet vermekte hem de yine robot olan ekranlar da insanı eve hapsetmektedir.
En sonunda evden her şeyi yapan insanlar olarak ayrışma ve uzaklaşma da hızlanacaktır. Ekranların içine sıkışma ve sağlıksız yeni nesiller oluşturma tehlikesi içerisindeyiz.
Bu teknolojik dünyada, ekranlardan tamamen kaçınmak zor olabilir. Hayatımızın her anı bir ekrandan geçiyor ve bu nedenle potansiyel risklerin ve bunları nasıl önleyebileceğinizin farkında olmanız önemlidir. Dolayısı ile mümkün olan her an ekranlardan uzak durmamız, ilk fırsatta yürüyüş yapmamız, insanlarla diyalog içinde kalmamız ve insana sessizlik içinde iletişim yerine dokunmayı tercih etmeliyiz.
Sağlıklı günler dilerim.
Saygılarımla
Hayrettin Özaydın
15.10.2021