Sektörün en önemli sorunlarından biri olan yetkili servislerin hak ve gelir kapıları azalmaktadır.
Televizyon, receiver ve/ya farklı bir elektronik ürün satış sonrası tüketici ile satıcı arasındaki tek bağ olan teknik servis ile baş başa kalmaktadır. TSE tarafından denetlendiği ön görülen servislik hizmeti ve servis kalitesi, aslında TSE’nin sadece zaten geçinmekte zorlanan esnaftan aldığı vize ücreti ile sabittir.
Günümüzde birçok markanın tüketiciye vermek zorunda olduğu satış sonrası garanti süresi ücretsiz ve garanti sonrası kullanım ömrünce tamir hizmeti maalesef verilememektedir. Nedeni sırası ile ithalattan satışa ve servis hizmetine kadar düşük kar marjı ile çalışan sektörümüzdür.
Tüketicinin satın aldığı ürün için hakkı olan idame istediği tam anlamıyla sağlanmadığından tüketici hakem heyeti başta olmak üzere birçok noktada şikâyet ve sorun yumağı oluşturmaktadır.
Ticaret bakanlığı satış sonrası hizmetleri son kullanıcı adına; piyasa gözetimi tarafından yapılmaktadır.
Yasaya göre bir ürünün satışa sunulması için kanunen kurulması gereken yetkilendirilmiş servis sayıları oldukça düşük tutulmaktadır. Bununda başlıca sebebi yine TSE vize har ücret ve onay süreçlerinin sektöre verdiği anlamsız külfettir.
Zaten kanunen en az iki yıl çalışması gereken ürün ve bunlara hizmet vermek zorunda olan servislerin varlığı da TSE tarafından onaylansa da iki yıllık ürün için her yıl bir yıllık vize şartı koyulmuştur.
Her yıl servisler TSE ye harç ödemek zorundadır.
Zaten geçim sıkıntısı çeken servisler bunun için ek bütçe ayıramadığından TES onaysız olarak hizmet vermeyi tercih etmektedir.
Bu durum ithalat ve imalat yapan firmaların yetersiz ve yetkisiz servisler ile çalışmasına sebep vermektedir.
Aynı durum çözümü için yine markalar yetkili servisler yerine merkezden sorun çözme modeline gitmeyi tercih etmekte ve bu durumda yine servislerin aradan çıkartılmasına sebep vermektedir.
Servis hizmeti veren firmalarımızın idamesi sektörün sağlıklı iş gücünün varlığını gösterecektir.
Markalarımızın haklarını korumak servislerin varlığı ile mümkün olacaktır.
Markalarımızın servislik hizmeti maliyetinden kaçınmaları haksız satış ve haksız rekabeti getirecektir.
Haklı rekabet ortamının sektörü büyüteceğine inanmaktayız. Bu anlamda tüm markalarımızın bu konudaki hassasiyetini talep etmekteyiz.